Saygı, karşımızdaki insanın varlığını kabullenmek ve onun düşüncelerini kabul etmesek bile onun düşüncelerinin dinlenmeye değer olduğunu ona hissettirmektir. Saygı, karşınızdakinin yerinde olduğumuzda insanlardan ne bekliyor ve istiyorsak aynısını kendimizin verebilmesidir. Bir insanın diğerine saygı duyduğunu anlamak bu zamanda çok zordur. Duygular ve düşünceler maskeyle gizlenip rol yapıldığı sürece de bu imkânsızdır. Ama en güzel anlama yolu, karşımızdakinin saflık ve içtenlikle yaptığı her davranış, söylediği her söz saygının uzantısı olarak yorumlanabilir.
"Saygı" kelimesinden yola çıkarak kavrayabiliriz konuyu. SAYGI saymak fiilinden geliyor. Yani tıpkı rakamlarda olduğu gibi; bir, iki, üç derken dördü atlayıp beş'ten devam edersek dördü saymamış oluyoruz yani dördü, görmezlikten geliyoruz, dördün varlığını kabul etmemiş oluyoruz. O yüzden "saygı" varlığını kabul etmek demektir.
Bir şeyin ya da kişinin varlığını kabul ettiğimizde yani onu saydığımızda, ona yok muamelesi yapamayız. İnsan önce kendine saygı duymalıdır. Kendine saygı duymayan bir insanın bir başkasına saygı duyması mümkün değildir, olsa olsa bir ürkme, çekinme ve korkmadır. Çünkü herkes kendi donanımına göre düşünür. Kendini kontrol edememiş birtakım yanlışlarını görememiş ya da gördüğü bildiği halde bu yanlışları düzeltmemiş ya da düzeltmeye çalışmamış bir kişi başka bir kişiyi de aynı bu çerçevede yargılayacaktır. Saygı sadece insanlara gösterilmez, yaptığımız işten kullandığımız cep telefonuna hatta çektiğimiz sifona bile saygı göstermeliyiz. İtinayla kullanılan bir eşya ile hor kullandığımız eşya arasındaki farkı söylemeye gerek var mı? Saygı değer bilmektir. Saygıyı hak etmediğini düşündüğümüz birine saygısızca davrandığımızda ondan bir farkımız kalır mı? O zaman ne yapmalı olgun bir şekilde hareket edip karşımızdakine yaptığı hatayı anlaması için onu incitmeden rencide etmeden ona bir yol göstermeliyiz. Saygı biraz da emek vermektir.
"İNSANA SAYGI NEDİR?" Profesör Üstün Dökmen, yayımlanan bir röportajında, "Yere düsen ekmeğin üstüne basan insan görmedim ama yere düsen insani tekmeleyen çok kişi gördüm" diyor... Saygılı olmaktaki kusurlarımızı söyle anlatıyor: - Birbirimize saygılı olma konusunda 3 tip temel hatamız var... Avrupa'da yasayan vatandaşımız, orada yerlere çöp atmıyor ama Kapıkule'den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. Niye burada böyle yapıyorsun diye sorulduğunda, herkes böyle yapıyor diyor. Kendi fikri olmayan insanin duruma göre hareket etmesidir bu. İkinci hatamız, adama göre davranmamız. Karşımızdaki adam iri yarıysa, 'Buyur Abi', diyoruz, ufak tefekse, 'Ne var lan!' diyoruz. Oysa ki, insanların onuru birbirine eşittir. Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken 'Merhaba millet' diyoruz, değilse surat asıyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasın insanlara saygılı davranmak zorundayız. Diyorum ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara. Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?
Derleme: Mustafa Veyis SEZGİN